1943’te, II. Dünya Savaşı’nın en karanlık günlerinde, cephe hatlarında yaşanan iletişim eksikliği, savaşın en büyük zorluklarından birini oluşturuyordu. Savaşın yıkıcı etkileri, sevdiklerinden haber almak isteyen askerleri çaresiz bırakmış, mektuplar depolarda birikerek umutları tüketmişti. Ancak, tarihin en büyük fedakârlıklarından biri, bu çıkmazı aşmak için gerçekleştirilmiştir: Kadın Ordusu Kolordusu’nun 6888. Taburu, tamamen siyahilerden oluşan bir grup cesur kadından oluşuyordu. Bu 800’ün üzerindeki kadın, milyonlarca mektubu ayıklayarak, uzun yıllar boyunca sıkışıp kalan yazışmaları sahiplerine ulaştırmak için görevlendirilmiştir. 6888. Tabur, sadece postaları değil, aynı zamanda ırksal önyargıları ve savaşın ezici koşullarını da aşarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Komutanlarının bile imkansız olarak gördüğü bu görev, taburun azmi sayesinde beklenenden çok daha kısa sürede tamamlanmış, böylece savaşın ortasında askerlerle aileleri arasındaki bağ yeniden kurulmuştur. Bu cesur kadınlar, savaşın gölgesinde umut, dayanışma ve inançla dolu bir miras bırakmıştır.