Cem, çocukluğunda yaşadığı derin bir travmanın izlerini silmek yerine onlara tutunarak aşka dair tüm inancını yitirmiş bir yazardır. Aşkı, insan ruhunun en tehlikeli zaafı olarak gören Cem, bu “hastalığa” çözüm sunmak adına Aşk Hastanesi adını verdiği bir merkez kurmuştur. Ancak, aşkı tüm sorunların ilacı olarak gören idealist bir kadın olan Hazal, ansızın hayatına dahil olur. Hazal’ın karşı konulmaz enerjisi ve inançları, Cem’in yıllarca koruduğu düzeni altüst eder. Aşkı reddeden Cem ile ona körü körüne inanan Hazal arasında gelişen bu çarpıcı karşılaşma, ikisini de beklenmedik bir şekilde dönüştürür. Cem, yıllarca ördüğü duvarların birer birer yıkılışına tanık olurken, Hazal’ın varlığı hayatını geri dönülmez bir biçimde değiştirir. İkili, kendilerini hayal bile edemeyecekleri bir yolculuğun tam ortasında bulur.