Anadolu’nun kuytu köşelerinde zamanla yok olmuş efsanelerin izini süren bir grup bilim insanı, adeta tarihin derinliklerine inmeyi göze almış iki cesur zoologun öyküsünü anlatıyor. Veysel ve Emre, hem tarih hem de biyoloji dünyasında çığır açacak bir keşif için yola çıkıyorlar. Anadolu parsının izini sürme arzusuyla yanıp tutuşan Veysel, yıllar süren araştırmaları ve hazırlıkları sonrasında nihayet bu nadir ve efsanevi varlığın yaşadığına dair umut verici bir fotoğraf bulur. Emre ise, yıllar süren özlem ve hayal kırıklığının ardından bu fotoğrafın peşine düşer. Ancak, iki bilim insanı bu yolda sadece doğa ile değil, aynı zamanda bürokratik engellerle de mücadele etmek zorunda kalır. Milli park izinlerinin eksikliği nedeniyle zorlu bir mücadele içine giren ikili, Hacıbektaş’ta Veysel’in sakladığı derin bir sırrın gün yüzüne çıkmasıyla sarsılır. Efsanenin peşinde bir yolculuk, iki arkadaşın hayatını ve güvenini test ederken, belki de sadece Anadolu’nun değil, kendi içsel sınırlarını da aşacak bir sona doğru ilerleyeceklerdir.