1824 yılında, bir ölümün ardında bıraktığı karanlık sırlar, zamanla daha da derinleşmiş ve yok olmuş bir lanet olarak geri dönmüştür. Manjulika, zalim bir Maharaja tarafından diri diri yakıldıktan sonra, ruhu intikam için sarayı lanetlemiştir. Bu lanet, yıllar geçtikçe etrafında karanlık bir güç halini alır. Aradan uzun bir zaman geçmiş ve sahte bir ruh avcısı olarak ün kazanan Ruhan, Rooh Baba olarak tanınmaya başlamıştır. İnsanları kandırarak, ruhları yakaladığını iddia eden Ruhan, bir gün Meera adında bir kadından, saraylarına yardım etmesi için yüksek bir ödeme teklifi alır. Ancak saraya vardığında, karşılaştığı manzara, beklediğinden çok farklıdır: Meera’nın ailesi yoksulluk içinde bir ahırda yaşamaktadır ve saray tamamen terkedilmiştir. Köylülerin tuhaf davranışları ve baş rahibin gizemli uyarıları, bu yerin içinde saklı büyük bir sırrı işaret etmektedir. Yılın belirli zamanlarında Manjulika’nın anısını anmak amacıyla düzenlenen festival yaklaşırken, saraya gelen Mallika, kendisini tarihçi olarak tanıtarak baş rahibin koruduğu gizli geçidi keşfeder. Geçit açıldığında, iki kız kardeşin geçmişte kralı öldürmeye yönelik sırları ve sarayı derinden sarsacak yeni bir lanet ortaya çıkar. Mandira adında gizemli bir kadının saraya adım atmasıyla birlikte, her şey kontrolden çıkar ve büyük bir hesaplaşma kaçınılmaz hale gelir.