Bir parkın kuytu köşesinde oturan bir baba, çevresindeki doğanın sessizliğiyle kızının hatıralarını düşünür. Kuşların şarkıları, ona geçmişin huzurlu günlerini hatırlatırken, içindeki boşluğu doldurmaya yetmez. Artık harekete geçme zamanının geldiğini düşünerek ayağa kalkar. Eski eşi, küçük kızlarının velayetini elinde tutarken, derin bir çaresizlik ve umutsuzluk hissi bu adamı pençesine alır. Kızına duyduğu özlem, onu eski eşinin çalıştığı tıp merkezine silahlı bir baskın düzenlemeye ve kadını kaçırmaya iter. İsveç’in huzurlu kırsal kesimlerinde, sıcak bir yaz günü patlak veren bu kaçış hikayesi, aynı zamanda Lukas adındaki tecrübeli bir komiserin liderliğindeki polis ekibinin onları yakalama çabalarıyla örülür. Bu beklenmedik olaylar zinciri, karmaşık duygular ve zorlu kararlarla dolu, her şeyin kaderini belirleyecek anlarla dolu bir serüvene dönüşür.