Depremin korkunç etkisiyle Seul, tam bir yıkımın pençesine düştü. Şehir, adeta kıyametin izlerini taşıyan bir çorak araziye dönüştü ve hayatta kalanlar için kaotik bir cehennem halini aldı. Bu büyük deprem, Seul’ü adeta bir yaşanmazlıklar diyarına çevirerek, az sayıdaki insanı ölümden beter bir kaderle yüzleştirdi. Ancak bu kader sadece doğal felaketlerle değil, aynı zamanda insanların güç mücadeleleriyle belirlenmiş kanunsuz bir dünyanın içinde şekillendi.
Seul’deki hayatta kalanlar, sadece çevresel tehditlere karşı değil, aynı zamanda kendi aralarındaki mücadelelerle de baş etmek zorunda kaldılar. Şehir, tam anlamıyla bir cehennemi andırıyordu. İşte bu kaotik ortamda, Nam-San adlı cesur bir çorak arazi avcısı ortaya çıktı. Vahşi doğayla mücadele ederek hayatta kalmaya çalışan Nam-San, aynı zamanda bu yeni düzende varlığını sürdürebilmek ve diğer hayatta kalanlarla birlikte ölümle göğüs göğüse mücadele etmek zorundaydı.