Yıllar önce ailesi tarafından Ay’a yerleşilen Caleb, burada doğup büyüdükten sonra hayatı beklenmedik bir trajedi ile sarsılır: babasının ölümü. Bu olay, Caleb’in hayatında bir dönüm noktası olur ve artık başka bir gezegende, Ay’da yaşam sürdürme kararı alır. Ancak Caleb’in içinde, keşfetmeye duyduğu özlemi ateşleyen, adeta bir çekim noktası gibi duran bir yer vardır: efsanevi krater. Ay’ın yüzeyinde adeta bir gizem perdesi gibi örtülen ve çevresinde dolaşan hikayelerle anlatılan bu krater, Caleb’in merakını cezbetmiştir. Belki de bu krater, Ay’ın derinliklerinde gizlenen sırları ortaya çıkarabilecek bir anahtardır. Caleb, bu efsanevi yeri kendi gözleriyle görmek ve keşfetmek istemektedir. Bir gün, Caleb, beraber büyüdüğü ve yakın olduğu dört arkadaşıyla bir araya gelir ve onlara Ay’ın derinliklerindeki bu krateri keşfetme fikrini sunar. Arkadaşları, Caleb’in tutkusunu ve heyecanını paylaşırlar ve birlikte bu büyülü krateri keşfetmeye karar verirler. Hazırlıklarını tamamladıktan sonra, dört arkadaş Ay’ın yüzeyine iner ve efsanevi kraterin bulunduğu yöne doğru yola koyulurlar. Ay’ın sessiz ve çorak yüzeyinde ilerlerken, arkadaşlar birbirlerine destek olurlar. Yolda karşılaştıkları zorluklara rağmen, Caleb ve arkadaşları, merakları ve cesaretleriyle dolu bir maceranın içine sürüklenirler.