Yelken sporuna olan aşkıyla tanınan, denizlerin cesur kızı Naomi, kimi zaman düşüncesizlikle hareket edebilen bir karakterdir. İşte böyle bir an, sevgilisi Jackson ile arasında anlaşmazlık yaşadığı o kritik andır. Ancak bu defa Naomi’nin içindeki öfke dalgası, onu alışılmadık bir karar almaya sürükler. Tek başına Antigua’nın sularında yelken açma fikri, öncelikle rasyonel bir adım gibi görünse de, aslında içindeki fırtınanın bir yansımasıdır.
Jackson’la yaşanan anlaşmazlık geride kalmıştır ve Naomi, tek başına, denizin sonsuz maviliğinde kendi huzurunu aramaya koyulur. Fakat doğa, insanın planlarını alt üst etme gücünü unutmamıştır. Ölü su olarak bilinen bu karanlık ve tehlikeli bölge, Naomi’nin rotasını değiştirir. Şiddetli fırtına onu, bilinmez bir kaderin içine sürükler.
Denizin ortasında mahsur kalan Naomi, umutsuzluğunun zirvesindeyken, beklenmedik bir yardım eli uzanır. Tomas ve Maria adında bir çift, yaşam savaşı veren Naomi’yi bulur. İlk başta masum görünen bu çift, zamanla Naomi için büyük bir tehdit haline dönüşür. Çünkü gerçek yüzleri, su yüzüne çıkmaya başlar.
Naomi, yaşam ve ölüm arasında ince bir çizgide yürürken, uyuşturucu kaçakçısı oldukları ortaya çıkan Tomas ve Maria, onu bir seçim yapmaya zorlarlar. Eğer Naomi, batık enkazdan kokaini çıkaramazsa, köpek balıklarının arasına atılacaktır. Bu, sadece Naomi için değil, aynı zamanda onun için bir kurtuluş mücadelesidir.