Genç Vural’un kalbindeki öfke, başkalarının haksızlığa uğramasına sessiz kalmaya razı olmadığı gerçeğiyle yandığı bir ateş gibiydi. Ancak bu ateş, ustası Suphi’nin haksız yere hapse atılmasına neden olan kumarhane sahibi Küt Haluk’a karşı beslediği derin nefretle daha da alevlenmişti. Vural, bu haksızlığı düzeltmek için adeta yanıp tutuşuyordu. Ne var ki, hayatın kıvrak döğüşü, onu beklenmedik bir yolculuğa sürüklemişti. Ustasının düşmanıyla zorunlu bir işbirliği yapmak zorunda kalan Vural için bu, içsel bir çatışmayla dolu bir dönemin başlangıcıydı. Zira Haluk’un hizmetinde çalışırken, onu bir baba figürü gibi gören genç adamın kalbi ikiye bölünmüştü. Ancak beklenmedik bir dönemeç, Vural’ın kaderini kökten değiştirecekti. Küt Haluk, Barnabas İncili’ni çalmak için sinsice planlar yaparken, bu durumu öğrenen genç adam için bu, beklenmedik bir fırsat kapısıydı. Öfke dolu bir kararlılıkla harekete geçen Vural, ustasının intikamını almak için kendi planını hayata geçirmeye karar verdi. Ancak işler düşündüğünden de karmaşık bir hal alıyordu. İncilin peşinde olan ajanlar ve mafya gruplarının ortaya çıkmasıyla, Vural için her şey daha da tehlikeli bir hal alıyordu. Genç adam, artık sadece ustasının değil, kendi hayatının da tehlikede olduğunu kavramaya başlıyordu. Ancak bu yola adım attığında, geri dönüşün mümkün olmadığını kabul etmek zorundaydı. Artık intikam ateşiyle yanıp tutuşan genç adam, kendi adaletini sağlamak ve sevdiklerini korumak için her türlü tehlikeye göğüs germeye kararlıydı.