Yirminci yüzyılın sonunda, Avrupa Birliği’ne katılan ülkeler arasında yer alan İspanya, Euro’yu resmi para birimi olarak kabul etmesiyle büyük bir dönüşümün eşiğine adım attı. Bu dönem sadece ekonomik bir değişimi işaret etmiyordu, aynı zamanda sosyal ve kültürel anlamda da derin etkiler yaratıyordu. İşte bu dönemin ortasında, Vallacas’ın dar sokaklarında büyüyen Ivan, kendi geleceğini şekillendirme arzusuyla doluydu. Hayatının başlangıcında yoksul bir ailenin çocuğu olması, onun için bir kader değil, bir fırsattı. Vale olarak çalıştığı golf kulübünde, lüksün ve zenginliğin tadına vararak, hayallerini gerçeğe dönüştürme cesareti buldu. Ancak, kaderinin ona hazırladığı sürpriz bir teklifle, hayatı daha da karmaşık bir hal aldı. Uluslararası bir suç örgütüyle tanışması, hayatını tamamen değiştirecek bir döneme giriş yapmasını sağladı. Belçika’dan İsviçre’ye uzanan bu tehlikeli yolculuk, Ivan’ı hem heyecanlandırıyor hem de korkutuyordu. Ancak o, sıradan bir hayatın ötesine geçmeye kararlıydı. Hızlı bir şekilde zenginlik ve lüksle tanışması, onun için bir rüyanın gerçekleşmesiydi. Ancak, her rüyanın bir sonu olduğu gibi, Ivan’ınkının da acı bir şekilde sona erdiği gün geldi çattı.