Sarah, uçaktan atladığı anda hissettiği özgürlük duygusu tarifsizdi. Rüzgar yüzünü okşarken, adrenalin damarlarında dolaşıyordu. Uçuyordu, gökyüzünde bir kuş gibi süzülüyordu. Her şey mükemmeldi, ta ki paraşütünü açana kadar. Gözlerini gökyüzüne diktiğinde, kanını donduran bir manzara ile karşılaştı. Onunla birlikte süzülen bir siluet vardı. Kimdi bu? Nereden gelmişti? Sarah’ın kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi atmaya başladı. Korku tüm bedenini sarmıştı.
Aşağıda kalanlar ise adrenalin dolu bir maceraya atılmışlardı. Hayatlarını kurtarmak için amansız bir mücadeleye girişmişlerdi. Gökyüzündeki bu gizemli yolculuk, başlangıçta bir eğlence gibi görünse de, çok geçmeden gerilim dolu bir kâbusa dönüşmüştü. Sarah ve diğerleri, bir yandan kendi hayatlarını korumaya çalışırken, diğer yandan da bu gizemli kayboluşun ardındaki gerçeği çözmeye çalışıyorlardı. Tehlike her an yakalarını bırakmazken, karanlık bulutlarla kaplı gökyüzünde bilinmezliğe doğru sürükleniyorlardı. Her adımda gerilim artıyor, gizem daha da derinleşiyor, Sarah ve ekibi ise birbirlerine daha da sıkı sıkıya kenetleniyorlardı.