İnsanlardan uzakta, sessiz bir banliyö mahallesinde, dünyasına hapsolmuş bir genç var: Owen. Owen, yalnızlığıyla barışık, derin düşüncelere dalmayı seven biri. Onun dünyasında, Maddy adında bir sınıf arkadaşı da var. Maddy, kendi iç dünyasında kaybolmayı tercih eden, televizyonun sesini ve ışığını yalnızca kendisiyle paylaşan bir genç kız. Bir gün, Maddy Owen’a heyecanla The Pink Opaque adlı gizemli televizyon programından bahseder. Bu program, sadece geceleri yayınlanan, izleyiciyi derin bir düşünceye sürükleyen bir yapım olarak tanımlanmaktadır. Owen, bu gizemli dünyaya adım attıkça, gerçeklikle kurgunun iç içe geçtiği bir dünyanın kapılarını aralamaya başlar. Zamanla, Owen’ın zihni bu programın etkisi altında değişmeye başlar. Gerçeklik algısı bulanıklaşır, hayal ile hakikat arasındaki sınır silinir. Programın tuhaf atmosferi, Owen’ın ruh halini etkiler. Zamanla, kendi dünyasında bile neyin gerçek neyin düş olduğunu ayırt edemez hale gelir. Owen’ın yaşamı, bu korkunç paranoya ile sarılır. Programın onun üzerindeki etkileri, Owen’ı kendinden şüphe ettirir. Derinleşen bu şüphe, sonunda korkunç bir karanlığa ve anlama çabasına dönüşür.