Hwanggoong Apartmanı, yıkıcı bir depremin ardından ayakta kalan tek bina olarak gökyüzüne uzanıyordu. Apartman sakinleri, toz ve dumanla kaplı bir ortamda, panik ve korku ile boğuşurken, aynı zamanda hayatta kalmak için mücadeleye başlamışlardı. Çevrelerindeki harap olmuş binalardan ve enkazdan yükselen feryatlar, içlerindeki endişeyi daha da körüklüyordu.
Depremden sonraki ilk saatler kaos ve belirsizlik içinde geçti. Kurtarma ekiplerinin gelmesi gecikiyordu ve dış dünyayla iletişim tamamen kesikti. Apartman sakinleri, kendi başlarına organize olmak ve hayatta kalmak için gerekli adımları atmaya başladılar. Yiyecek ve su kaynaklarını kontrol ettiler, yaralılara ilk yardımda bulundular ve apartmanın hasarlarını değerlendirdiler.
Ancak, apartman sakinleri yalnız değildi. Depremden kurtulan birçok insan, barınma ve yiyecek bulmak için Hwanggoong Apartmanı’na sığınmaya başladı. Bu durum, apartmandaki kaynakların daha da azalmasına ve gerginliğin artmasına neden oldu.