Steven Grant, sakin ve adeta bir sabah esintisi kadar huzurlu bir karakterdir. Hediyelik eşya dükkanının sessizliğinde, hayatını alışılmış bir rutinde sürdürmektedir. Ancak, bu durağanlığın altında beklenmedik bir karmaşa yatmaktadır. Günün birinde, hiçbir izahı olmayan bayılmalarla mücadele etmeye başlar ve kendi zihninde yabancı birinin anılarıyla savaşmaya başlar. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, içsel bir mücadeleyle karşı karşıya kalır. Sonunda, bu mücadelesinin çoklu kişilik bozukluğu olduğunu fark eder. Ancak Steven’ın durumu, diğer vakalardan oldukça farklı ve olağandışıdır. Zamanla, paralı asker Marc Spector ile aynı bedeni paylaştığını keşfeder. Bu keşif, hayatının çok daha büyük ve karmaşık bir dönemeç alacağının habercisidir. Ancak Steven’ın bu esrarengiz durumu, sadece kendi hayatını değil, aynı zamanda dünyayı da etkilemeye başlar. İki farklı kimlik, karmaşık düşmanlarla mücadele etmek için bir araya gelmek zorunda kalır. Aralarındaki iç savaşla boğuşurken, cesurca kendi kimliklerini ve dünyayı kurtarmak için birlikte çalışmak zorundadırlar. Ancak, işler daha karmaşık hale geldikçe, Mısır’ın eski tanrıları arasında ölümcül bir gizemin içine sürüklenirler. Bu karmaşık savaşta didişen fakat yine de bir araya gelmeye çalışan ikili, dünyayı koruma göreviyle yüzleşirler.