Kovid-19’un gölgesinde, Monk’un zihninde anılar fırtınalar koparıyordu. Sevgili eşi Trudy’nin kaybı, ruhunda derin yaralar açmıştı. Obsesif kompulsif bozukluğu ile boğuşurken, pandemiye bağlı sıkıntılar da yükünü artırıyordu. Fakat Monk’un kalbinde bir umut ışığı parlıyordu: Trudy’ye kavuşma arzusu. Bu umut, ona yaşama gücü veriyordu.
Bir gün, Monk’un hayatı beklenmedik bir şekilde değişti. Müstakbel damadı, bir cinayet komplosunun içine çekildi ve Monk, olayı araştırmaya başladı. Keskin zekası ve detaylara olan olağanüstü hassasiyeti ile Monk, karanlıkta saklanan gerçekleri ortaya çıkarmaya kararlıydı.
Her adımda, komployu saran gizem perdesi aralanmaya başladı. Monk, her ipucuyla birlikte Trudy’nin kaybına dair yeni bilgiler de ediniyordu. Acaba bu iki olay birbiriyle bağlantılı mıydı? Monk, adaletin peşinden koşarken, kayıp aşkına da yaklaştığını hissediyordu.