Londra, bir zamanlar dünyanın en özgür ve en demokratik şehirlerinden biriydi. Ancak, 2042 yılında, bu özgürlük ve demokrasi artık sadece birer hatıraydı.
Ülke, bir diktatörlük tarafından yönetiliyordu. Demokrasinin yerini baskı ve şiddet almıştı.
Düşük gelirli bireyler için inşa edilen toplu konutlar, diktatörlük tarafından tek tek ortadan kaldırılmıştı. Evlerini terk etmeyi reddedenler ise Mutfak adlı bir topluluğun üyesi olmak zorunda kalmışlardır.
Mutfak, şehrin en yoksul ve tehlikeli bölgelerinden biriydi. Burada yaşayanlar, rejimin baskısı altında yaşıyordu.
Izi, Mutfak’ta yaşayan 18 yaşındaki bir genç kızdı. Annesi ve babası küçükken ölmüş, kendisi de bu zor koşullarda büyümüştü. Izi, rejimin baskısına dayanamıyordu. Burada yaşamanın bir anlamı olmadığını düşünüyordu.
Benji ise 12 yaşındaki bir çocuktu. Annesini birkaç ay önce kaybetmişti. Babası da onu terk etmişti. Benji, şimdi yalnızdı. Mutfak’taki diğer çocuklarla birlikte rejimin baskısına karşı direniyordu. Bir gün, Izi ve Benji’nin yolları kesişti. Izi, Mutfak’tan kaçmaya karar verir ve mücadeleye başlarlar