Brynn Adams, eski günlüklerini karıştırırken, geçmişin tozlu sayfalarında kaybolmuştu. Anılar ve düşünceler, bir nehir gibi akarken, onun ruhunu besliyordu. Yaratıcılığı ve yetenekleriyle çevresinde her zaman dikkat çeken Brynn, kendini çoğu zaman soyutlanmış ve yalnız hissettiği bir dünyada yaşamaktadır. İç dünyası renkli düşüncelerle ve özel yeteneklerle dolu olan Brynn, bu sebeple çevresi tarafından genellikle farklı biri olarak algılanır. Günlükler, onun içsel dünyasının bir yansımasıydı ve her sayfa, Brynn’in duygularını ve düşüncelerini daha derinlemesine anlamasını sağlıyordu. Ancak, içinde bulunduğu yalnızlık duygusuna rağmen, umudunu hiçbir zaman kaybetmez ve huzuru her zaman büyüdüğü evin sıcak atmosferinde bulur. Her şey olağan seyrinde ilerlerken, bir gece Brynn’in hayatı, dünya dışından gelen ürpertici ve tamamen beklenmedik bir davetsiz misafirin tuhaf sesleriyle uyanmasıyla dramatik bir şekilde değişir. Bu olay, onun geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kurmasına vesile olurken, yeni ve bilinmeyen bir dünyaya adım atmasını sağlar.