Sinan’ın hayatı, dışarıdan bakıldığında sadece bir öğretmenin sakin yaşamı gibi görünse de, aslında iç dünyasında büyük bir çatışma barınır. Fenerbahçe tutkusu, onun için sadece bir spor sevgisinden öte, bir yaşam tarzıdır. Taraftarlık ruhunu doldurur, ona anlam katar. Tribünlerdeki coşkusunu, sınıfındaki huzuruna yansıtmakta maharetlidir.
Ancak Trabzon’un Çaykara ilçesine tayin edilmesi, hayatında beklenmedik bir virajdır. İstanbul’un hareketli sokaklarından, Karadeniz’in huzur dolu ama futbol rekabeti yüksek atmosferine geçiş yapması, Sinan için adeta bir kültür şoku gibidir. “Fenerbahçeli olduğumu söylemek, burada nasıl karşılanır acaba?” diye düşünmeden edemez. Bu yeni başlangıç, hem onun için hem de yeni çevresi için bir sınav olacaktır.