Percy Jackson, 12 yaşında sıradan bir çocuktu. Annesiyle birlikte New York’ta bir apartman dairesinde yaşıyordu. Percy, okulda başarısızdı, arkadaşları yoktu ve asla uyum sağlayamıyordu. Ancak Percy’nin hayatı, bir gün Zeus’un yıldırımını çalmakla suçlandığında tamamen değişti.
Zeus, tanrıların kralıydı ve yıldırımı çok önemli bir kutsal nesneydi. Percy, bu suçlamayı reddetse de, Zeus ona inanmadı. Percy, Olimpos’ta düzeni sağlamak için yıldırımı bulmak ve Zeus’un itibarını kurtarmak zorundaydı.
Percy, bu görev için tek başına değildi. Arkadaşları Annabeth Chase ve Grover Underwood, ona yardım etmek için yanlarındaydı. Annabeth, bir savaşçıydı ve Percy’ye savaşmayı öğretti. Grover, bir faundu ve Percy’nin koruyucusuydu.
Percy, arkadaşlarıyla birlikte Amerika’nın dört bir yanını dolaştı. Yol boyunca, çeşitli zorluklarla karşılaştılar. Canavarlarla savaştılar, ölümcül tuzakları aştılar ve tanrıların ve tanrıçaların öfkesini körüklediler.
Percy, bu zorlu yolculukta, yeni keşfettiği doğaüstü güçlerini kontrol etmeyi öğrendi. Aynı zamanda, kendi içsel gücünü ve cesaretini keşfetti. Percy, sonunda yıldırımı buldu ve Zeus’un itibarını kurtardı.
Percy’nin yolculuğu, onu bir kahramana dönüştürdü. Percy, artık kendi başına ayakta durabilecek ve zorlukları aşabilecek biriydi. Percy, bu deneyim sayesinde, kendi kimliğini ve yerini keşfetti.