2041 yılı, distopik bir kabusun gerçeğe dönüştüğü bir zamandır. Zenginler ve fakirler arasındaki uçurum o kadar derinleşmiştir ki, dünya adeta iki ayrı gezegene bölünmüş gibidir. Bu karanlık atmosferde, tek bir umut ışığı parıldamaktadır: Suçlulara ve kurbanlara ikinci bir şans veren beyin yedekleme teknolojisi. Bu mucizevi teknoloji sayesinde, insan beyninin her iki günde bir yedeklenmesi ve ölüm halinde geri döndürülmesi mümkün hale gelmiştir.
Bu yeni düzende, cesur ve idealist bir dedektif, karmaşık bir cinayet vakasının peşine düşer. İki gizemli ölüm, dedektifi insanlığın karanlık dehlizlerine ve ahlaki ikilemlere sürükler. Kurbanların beyin yedeklemeleri sayesinde geri döndürülme umudu, dedektife bir çıkış yolu sunsa da, soruşturma ilerledikçe ortaya çıkan真相, onu dehşete düşürür.
Her adımda, dedektif insanlığın en karanlık yanlarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Zenginlerin ve güçlülerin sınırsız gücü, yoksulların ve ezilenlerin çaresizliği, ölümün ve yaşamın bulanık sınırı… Bu distopik gerçeklikte, dedektif sadece bir cinayeti çözmek için değil, aynı zamanda insanlığın ruhunu kurtarmak için de mücadele etmektedir.