Lucas, geçmişiyle yüzleşmek için yıllar sonra memleketine dönerken, içinde biriktirdiği karanlık sırların yankılarıyla karşı karşıya kalır. Çocukluğunda, en yakın arkadaşı Mathias’ın ölümüne tanıklık etmiş ve bu trajik olayın ardından korkunç bir karar alarak cesedi gizlemek zorunda kalmıştır. Çünkü Mathias’ın ölümünden sorumlu kişi, kendi babasıdır. O günden sonra unutmaya çalıştığı bu olay, yıllar sonra bir cenaze töreninde aniden su yüzüne çıkacaktır. 20 yıl sonra, bir yangın sonucu hayatını kaybeden ebeveynlerinin cenazesi için geri dönen Lucas, sevgilisi Julie ve en yakın arkadaşı Arnaud ile birlikte memleketine doğru yola çıkar. Tören sırasında, Mathias’ın babasıyla tanışan Lucas, yalnız ve huysuz yaşlı adamın ormanın derinliklerinde terkedilmiş bir kulübede yaşamaya devam ettiğini öğrenir. Ancak, üçlünün arabası bozulduğunda, geceyi geçirmek için tek seçenek, yaşlı adamın evinde kalmak olur. Akşam kahvesi içerken, adamın tuhaf ve belirsiz yorumları, gerilimi artıracak ve geceyi geçirmeleri bir kabusa dönüşecektir. Ancak bu yalnız adamın geçmişi, onları beklenmedik bir şekilde karanlık bir yola sürükleyecektir.