Varlıklı bir iş adamının oğlu Mete, zenginliğin ve ayrıcalığın getirdiği tüm rahatlıkları bir kenara bırakıp, sorumsuzluklarıyla herkesi çileden çıkarır. Babası, oğlunun bitmek bilmeyen şımarıklıkları ve sorumsuz hareketleri karşısında sabrının tükenmek üzere olduğunu hisseder. Bu sefer, onu disipline etmek için alışılmadık bir yol seçer. Babası, Mete’yi 16. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’na ait bir köyde, bir seyis olarak yaşamaya inandıracak şekilde, karmaşık ve dikkatlice tasarlanmış bir oyun kurar. Mete, bu yeni hayatı kabul etmekte zorlanırken, kendini hem psikolojik hem de fiziksel sınırlarıyla yüzleşmek zorunda bulur. Ancak bu garip yolculuk, onu bekleyen hiç de tahmin etmediği sürprizlerle şekillenecek ve bu sürpriz, Mete’nin hayatını köklü bir biçimde değiştirecektir.