Tyson, hayatının kırılma noktalarından birine doğru yola çıkarken, içinde karmaşık duygularla doluydu. Otizmli olması, onun için bir engel değil, aksine bir motivasyon kaynağıydı. Devlet okuluna adım atarken, yeni bir başlangıca hazır olduğunu hissediyordu. İlk başta yalnızlık ve belirsizlik hissi yaşasa da, Aklilu’nun dostluğu sayesinde bu duyguları hafifletti. Bu dostluk, Tyson’ın hayatında bir dönüm noktasıydı ve ona umut veriyordu. Maraton koşusu, sadece bir fiziksel mücadele değil, aynı zamanda bir ruhsal yolculuktu. Aklilu’nun cesaretlendirici sözleri ve rehberliği, Tyson’ın içindeki gücü keşfetmesine yardımcı oldu. Bu süreçte yaşadığı deneyimler, onun için sadece bir spor başarısı değil, aynı zamanda bir özgüven ve direnç kaynağıydı.