Cafer, olağanüstü bir tutkuya sahipti, fakat bu tutkuyu ifade etme konusunda beceriksizdi. Helin’e olan derin sevgisi, kalbinde bir fırtına gibi eserken, dudaklarından bir kelime dahi çıkmıyordu. Onun yerine, Helin’in yanında olmak için kankalık yapmayı tercih etti. Helin, hayatını yaşam koçları, enerji yükseltme seansları ve falcılarla doldururken, Cafer’in ona olan aşkından habersizdi. Cafer, bu durumu dalga geçerek karşılarken, bir gece, sarhoş bir şekilde Helin ile ayrıldığı bir mekanda, magazincilerin sorularına “yaşam koçuyum” diyerek cevap verdi. Bu anlık karar, onun için beklenmedik bir kapıyı araladı. Kısa sürede, insanların ilgisini çekmeye başlayan Cafer, yaşam koçluğunu tiye alırken, beklenmedik bir şekilde ülkenin en tanınmış yaşam koçlarından biri haline geldi. Çevresindeki hayranlarının sayısı artarken, Cafer, eğlenceli ve tuhaf maceraların içine girmeye başladı. Ancak asıl hedefi değişmedi: Helin’in kalbini kazanmak. Bu yolculukta, yaşam koçluğunun perde arkasındaki dünyayı keşfederken, Helin’in dikkatini çekmeye ve kalbini kazanmaya çalışacaktı.